Rakel Karaoğlan olarak koçluk tanımının yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.
Bu nedenle size Koçluk tanımını daha detaylı bir şekilde sunmak istiyorum.
Koçluk, bir kişinin bütününe tüm varlığınızla inanmaktır. Kişinin içinde olan potansiyelini veya yapabilme kapasitesini açığa çıkartmasına destek olmaktır.
Koçluk, öğrencinin kişisel ve akademik potansiyelini maksimize etmek üzere, karşısındakini daha fazla düşünmeye teşvik ederek yaratıcı süreçler içine girmesi için ilham veren, müşteri ile koçun işbirliği içinde olduğu bir ilişkidir.
Koçlar, her bir müşterinin ihtiyaçlarına yönelik yaklaşımlarını dinlemek, gözlemlemek ve kişiselleştirmek için eğitilmişlerdir.
Müşterinin kendi çözüm ve stratejilerini ortaya çıkarmasına çalışırlar. Müşterinin doğal olarak yaratıcı ve becerikli olduğuna inanırlar.
Koçun işi, müşterinin hali hazırda sahip olduğu becerileri, kaynakları ve yaratıcılığı geliştirmek için destek sağlamaktır.
Peki koç varolan bu potansiyeli nasıl dışarıya çıkartabilir?
Bir koç bu becerileri tabii ki koçluk becerileri ile ortaya çıkaracaktır. Örneğin; koçluk yapmak karşımızdakini can kulağı ile dinlemek yani o anda olmak, kişinin gündemine ve gerçeğine odaklanarak değerlerini, ihtiyaçlarını, davranışlarını, ses tonunu, söylenmeyenlerini ve enerjisini duymaktır. Ancak o zaman dinlendiğini anlaşıldığını hisseder kişi ve paylaşmaya başlar.
Bir koç kişiyi ileriye ve derine götürecek güçlü sorular; düşünmesini derinleştirip yaratıcılık sürecine geçmesini sağlayacaktır ve en önemlisi kişide farkındalık yaratacaktır dolayısıyla güçlü soru gelecekle ve şimdiyle ilgilidir. Güçlü sorular ile ortaya çıkan kişinin amacına ve hedefine doğru gittiği yolda koç kişiye eşlik etmekle kalmayıp aynı zamanda geri bildirimde bulunur böylece kişi aldığı geri bildirimle ne kadar ilerlediğini hem kendi gözünden hem de başkasının gözünden görmüş olur ve kişi yaptığı işi sahiplenir ve kendine güven duyar.
Güçlü gözlemler kişinin içinde bulunduğu duruma koçun bakış açısıdır. Bu gözlemler tarafsız yargılamadan kişiye aktarıldığında kişinin ilerlemesine engel olabilecek önemli noktaları, korkuları, fırsatları, güçlü yanları ortaya çıkarır. Güçlü gözlemlerle ortaya çıkan boşluklar doğrultusunda kişi neye ihtiyacı olduğunu görmeye, değişim için hazırlanmaya ve ilerlemek için adım atmaya hazırdır. Kişinin özgüvenin artar ve hayata bakış açısını değiştirmeye başlar.
Tüm bunlardan sonra koç kişiyi eyleme geçirecek ricalarda bulunur ve eylemler engelleri aşabilecek nitelikte olmalıdır ve bu eylemleri kişinin gerçekleştirmesi için kendisini güçlendirir ve cesaretlendirir. Eylemlerin, büyük resimde kendini görmesini istediği yere varabilmek için olduğunu anlaması kişinin başarabileceğini kendisine göstermenin bir yoludur. Koçlukta aslında gelecek için koyduğumuz hedeflere ulaşabilmek için bugün ve gelecek arasındaki boşluğu doldururuz.
Aslında her şey EQ (Emotional intelligence) yani duygusal zeka ile ilintili. Son yıllarda “Duygusal zeka” daha çok önem verilen ve ele alınan bir kavram haline gelmiştir. Bunun nedeni hayatta başarı ve mutluluğun yakalanabilmesinde belirli bir IQ düzeyinin yanı sıra, EQ’ya da sahip olmanın gerekliliğinin artık tartışmasız olarak kabul edilmesidir. Araştırmalara göre duygusal zekası yüksek olan bireyler, aile ve sosyal çevrelerinde iyi ilişkiler kurabilen, başarıyı daha kolay yakalayabilen, daha fazla üretebilen ve kariyerinde daha hızlı yükselebilen kişilerdir.
Rakel Karaoğlan Coaching